Loading...
1500₺ ve Üzeri Alışverişlerinizde Kargo ÜCRETSİZ! 🚚
Kaymaklar Peynircilik Kaz Dağı'ndan Sofranıza

Peynirin Tarihi

  • Blog
  • Kahvaltı

Peynirin Tarihi

  • 29-10-2022

Kahvaltı, belki de bizi en çok mutlu eden, en çok keyif veren şeydir.
İster hızlıca ayaküstü yapılsın, ister uzun uzun ailecek keyfi sürülsün ve kalabalık sofranın mutluluğunu barındırsın, aklımıza direkt o söz gelir, ‘Kahvaltı mühim şey, güzel şey.’ Cemal Süreyya’dan.
Sahi, sizce de kahvaltının mutlulukla bir ilgisi yok mu 🙂

Biraz ekmek, simit, demli çay, zeytin, domates. Ve tabii ki olmazsa olmazımız peynir…
Peyniri, ekmeğe sarıp, simitin içine koyup yiyince daha anlamı değil midir o gün? Hayatı, yaşadığımızı anı güzelleştirmek işte böylesine basit.
Hem ne diyordu yine şair: ”Basit yaşayacaksın basit, Sanki bir gün yaşamın sona erecekmiş gibi basit,
Çay, simit ve peynirle…”
İlk bloğumuzda peynirden bahsetmemek olmazdı.
Çeşitliliği gözlerimizi kamaştıran, lezzetinden asla vazgeçemeyeceğimiz peynirlerimiz…

İlk Defa Peynir Üretimi

İlk defa peynir yapanların, Orta Asya’da göçebe olarak yaşamlarını sürdüren Türkler tarafından ve Orta Doğu insanlarının tarafından da yapılmış olma ihtimali düşünülür.
O vakitlerde yiyeceklerin muhafaza edilebilmesi adına muhafaza edici özelliğe sahip hayvan derileri ve iç organları kullanıma uygun görülmekteydi.
Bu muhafaza ediş biçimlerinden olan iç organlarda muhafaza edilme şekli sırasında peynirin elde edildiği teorisi mevcuttur.
Bu teori ise şöyledir; midede muhafaza edilen süte midede bulunan enzimlerin karışması sonucu, sütün üzerinde lor şeklinde oluşan peynir oluşumu gözlenir.
Bu oluşum daha sonra insanlar tarafından değerlendirilerek peynir bulunur. Bu teorinin dışında başka bir teori daha mevcuttur.
O da; peynirin, sütün tuzlanması ve bunun üzerine belli bir basınç altında muhafaza edilirden elde edildiğidir. Üstelik hayvanın midesinde muhafaza edilmek üzere bekletilen sütün,
değişime uğrayabilmesi adına bu karışıma mayanın kasıtlı olarak eklenmiş olma ihtimali de düşünülmektedir. Peynir elde etme hakkında yazılı olarak karşımıza çıkan
en eski nitelikteki ilk kaynak M.Ö. 2000 ‘li senelerde, Mısır’da bulunan mezar yazıtlarında bulunmasına dayanmaktadır.
Milattan önceki antik zamanlarda elde edilmiş ilk peynirin, ekşi ve tuzlu olduğu düşünülmektedir.
Üstelik elde edilmiş olan bu ilk peynirin beyaz peynire çok benziyor olma ihtimali de tahminler arasındadır.
Avrupa’nın iklim koşullarının el verdiği peynir elde etme yöntemleri daha az tuz kullanımını gerektirmektedir.
Bu peynirlerde olukça farklı ve ilginç tatlara rastlamak ta işten bile değildir. Çünkü daha az tuzlu ortamda envai çeşitte üreyebilen faydalı enzim ve bakterilerin
yetişmesinden dolayı bu peynirlerde tat çeşitliliği mevcuttur.
Hadi, Ezine peynirimizi daha yakından tanıyalım öyleyse.

Ezine Peyniri

Belki de ülkemizin en çok sevilen peyniriyle başlıyoruz.
Ezine peyniri, ismini ürettiğimiz yerden, Çanakkale’nin Ezine ilçesinden alıyor.
Hayvanlar, bu bölgeye özgü bitki örtüsünde olan güveyi otu, mercan köşk, kekik, adaçayı, vb. gibi güzel kokulu bitkilerin, pınar ve şelalelerin arasında sevgiyle yetişiyor.
Sütlerinde hissedebileceğiniz bu aromalar peynirlerin lezzetinin başlıca nedenidir.
Bu nedenle tam yağlı bir şekilde üretiliyor. Rengi de hafif sarıya kaçan, kıvamı ise orta sertlikte bir peynir. Beyaz peynirin kullanıldığı her yerde kullanılıyor.
Onu özellikle kahvaltıda, karpuzun yanında, mezenin yandaşı olarak tüketin. Bizden önermesi.
Ürünlerimizin lezzeti sofralarınıza sağlık ve şenlik getisin.
Çanakkale’nin kutsal topraklarından sevgilerimizle…

0 Ürün